Denizli’de 1986 yılında dans halk dansları tutkunu Deniz Semerci tarafından kurulan Pamukkale Halk Oyunları Kulübü Avrupa’nın hemen her ülkesinde Türk halk oyunlarını sahneledi. Artık dünyanın dört bir yanından davet aldıklarını söyleyen Semerci, “Bu güne kadar en az 20 bin kişiye dokunmayı başardık. 1991 yılından beri yurt dışında festivallerde halk kültürümüzü tanıtıyoruz. Yabancılar yöresel oyunlarımızı mistik buluyor ve çok beğeniyor. Derneği ilk kurduğumuzda yurt dışına gidebileceğimize kimse ihtimal bile vermiyordu” dedi. Denizli’de 1986 yılından beri halk dansları öğreten Pamukkale Halk Oyunları Kulübü (PAHOY) Avrupa’nın hemen tamamına Türk halk oyunlarını tanıttı ve sevdirdi. İngiltere, ada ülkeleri ve Rusya hariç tüm Avrupa’da festivallere katılan PAHOY kendi yetiştirdiği öğrencileri ile Zeybek ve Teke yöresi oyunlarını sahnelere taşıdı. Derneğin kurucusu Deniz Semerci geride kalan süreçte 20 en az 20 bin kişiye halk danslarını öğrettiklerini söyledi, “Avrupa’da sahnelediğimiz yöresel oyunlarımız her zaman beğenildi. Türk halk oyunları yabancılar için mistik ve çekici” diye konuştu.

DARBEDEN SONRA İLK SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ

59 yaşındaki Deniz Semerci 34 yıldır PAHOY’un başkanlığını yürütüyor. Başkanlık koltuğuna 25 yaşında oturan Semerci, Denizli’de hala ayakta kalan sivil toplum kuruluşları içinde en eskilerden birinin PAHOY olduğunu söyledi. Halk dansları tutkunu olduğunu hatırlatan Semerci kuruluş sürecini şöyle anlattı: “Biz Halil Gökdemir, Gökhan Baytimur ile birlikte üç genç kuruluşa ön ayak olduk. İlk yönetimde bizden başka babam Osman Semerci, Rıdvan Erdemir, Ali Caner öe Ahmet Yolasığmaz vardı. Darbeden sonra dernek açılmasına bir süre müsaade edilmemişti. Denizli’de yasağın kalkmasından sonra kurulan ve ayakta kalan ilk kuruluşlardan biriyiz. Babamı başkan yaptık, ben de genel sekreter oldum. Biz çok gençtik. Sıkıntı olur düşüncesi ile başkan olmadık. Bir yıl sonra ilk genel kurulda başkanlığa seçildim. O günden beri de başkanım.”

LİSE YILLARIMDAN BERİ HALK OYUNLARINA AŞIĞIM

PAHOY’un kendi önerisi ile kurulduğunu söyleyen Semerci, “Lise yıllarımdan beri halk oyunlarına halk kültürüne aşığım. 77-78’li yıllarda daha lisedeyken halk oyunları ile ilgilendim. Üniversiteye gidince orada da okulun ekibinde oynadım. Dans tutkum nedeniyle üniversiteyi 6 yılda bitirdim. Daha sonra babam beni İstanbul’a İngiliz Kültür’e gönderdi. Fakat ben onun yerine derneklerde çalıştım, halk oyunları ekiplerine katıldım. Dernekçiliği de orada öğrendim” diye konuştu.

YURT DIŞINA GİDECEĞİMİZE KİMSE İNANMADI

Türk halk oyunlarını tanıtmak amacı ile PAHOY’u kurduğunu söyleyen Semerci, “Halk oyunları kültürünün tanıtılması gerektiğine inanıyorum. Denizli’de PAHOY’u kurduğumuz dönemde böyle bir eksik vardı. Asıl amacımız kültürümüzü dünyaya tanıtmaktı. İlk yıllar bana kimse inanmadı. Yurt dışına nasıl gideceğimizi orada oyunlarımızı nasıl sahneleyeceğimizi algılayamadılar. Tabi bizler de çok gençtik. İlk olarak yurt içi festivallerle başladık. 1987 yılında ilk kez Malatya ve Amasya’da festivallere katıldık. Daha sonra yurt içi festivallere davet edilmeye başlandık. 1991 yılında ilk kez Fransa’dan davet aldık. Orada festivale katıldık. Daha sonraki her yıl aralıksız olarak 2019 yılına kadar en az bir yurt dışı festivale katıldık. 2019 yılı için de planımız vardı fakat ekonomi kötüleşti, Euro ve Dolar yükselince maliyet çok arttı katılmadık. Avrupa’da İngiltere ve Rusya dışında gitmediğimiz ülke kalmadı. Bazen yılda üç kez yurt dışı festivallerine katıldık” ifadelerini kullandı.

OYUNLARIMIZI MİSTİK BULUYORLAR

Türk halk oyunlarının Avrupa’da beğeni ile karşılandığını söyleyen Semerci, “Denizlili olduğumuz için ağırlıklı olarak zeybek ve teke oyunları sahneledik. Bunun yanı sıra diğer tüm yörelerimizin oyunlarını da sahneledik. Gittiğimiz her yıl farklı bir yörenin oyununu sahnelemeye gayret ettik. Bizim bütün bölgelerimizin oyunları yurt dışında çok seviliyor. Hem ağır tempolu hem de kıvrak oyunlarımız izleyenleri büyüledi. Onlara mistik geldi. Festivallere kalabalık ekiplerle katıldık. 45 kişiden az olmadık bazen 65 kişi ile gittiğimiz oldu. Bu insanların tamamı PAHOY’da bizler tarafından yetiştirilmiş ya da bizlerin çalıştırdığı okullarda yetişmiş insanlardı.  Herkes yolculuk giderlerini kendi karşıladı. Hiçbir destek görmedik. Türk kültürünün yıllarca tanıtımını yaptık ama kimseden bir şey beklemedik. Maddi durumu uygun olmayan arkadaşlarımızı bazen kendi aramızda destekledik, bazen sponsorlar bularak götürdük. Kamudan destek almadık. Bir dönem Denizli Büyükşehir Belediyesi ile birlikte proje yürüttük. Onların katkısı gri pasaport oldu” diye konuştu.  

“KAYBOLAN ÇANTA İKİ YIL SONRA BİZE ULAŞTIRILDI”

Yurt dışında zaman zaman unutulmaz maceralar da yaşadıklarını söyleyen Semerci, “1992 yılında Finlandiya’da festivale giderken İsveç’te mola verdik. 13-14 yaşlarında gençlerden oluşan bir gruptuk. Denizli’de şimdilerde mimar olan bir arkadaşımız mola verdiğimiz tesiste içinde pasaport ve cüzdanının bulunduğu çantayı unuttu. Şimdiki gibi cep telefonu internet imkanı yoktu. Danimarka’ya geçtik. Kopenhag büyükelçiliğimizde 8 saatte yeni bir pasaport çıkarmıştık. Arkadaşımızın kaybettiği çantası ise 2 yıl sora bulunup bize gönderildi. İçinde tek bir eksik yoktu” diye konuştu.

“EN AZ 20 BİN KİŞİYE HALK OYUNLARI ÖĞRETTİK”

Bu güne kadar PAHOY’da en az 20 bin kişiye halk dansları öğrettiklerini söyleyen Semerci, sadece dernek merkezinde değil okullarda da öğrencilere ders verdiklerini belirtti. PAHOY’da halk oyunları ana dalının yanı sıra bale, tango, salsa, çaça, modern danslar da öğretiliyor. Tüm müzik enstrümanları için danslar da veriliyor. PAHOY öğrencileri zaman zaman müzikaller de sahneliyor. Denizli’de halk eğitim merkezi salonlarında ve EGS Kongre ve Kültür Merkezinde geniş katılımlı gösteriler yapan PAHOY bu etkinliği bir gelenek haline getirdi. Her yıl 300 dansçının katılımı ile müzikaller sahneleniyor.